Doğru Yol
Hayrani ILGAR
Gençlik ikiye bölünmüştür: Bir tarafta; herzeyi, memleketin ve milletin mutluluğunu da, kendi geleceğini de maddede gören ve maddenin herşeye hâkim olduğunu; «millet» ve «vatan» kavramlarının boş ifadeler bulunduğunu kabul eden bir grup; diğer tarafta; herşeyi, memleketin ve milletin mutluluğunu da, kendi geleceğini de dinî inançlarda gören ve dini İnançların herşeye hâkim olması gerektiğini, «millet» ve «vatan» kavramlarının maddeye bağlı boş ifadeler olduğunu kabul eden ikinci bir grup…
Bu iki grubun, değer ve ülkeye faydası ve bağlılığı bakımından aralarında pek fark yoktur. İnsanı “İnsan” yapan değerlerden olan “Vatan”, “Millet”, “Bayrak” ve “Devlet” gibi kavramlar, bunların nazarında boş ve üzerinde durulmağa değmez kavramlardır. Gerçekten de normal zamanlarda, bu kavramların pek değeri ve kutsallığı anlaşılmaz, hissedilmez. Ama, ülkenin karanlık günlerinde bu kavramlara değer verenler ve kutsallığına İnananlar ancak, vatanı karanlıklardan kurtarabilir. Normal zamanlarda bu kavramların değerini ve kutsallığını öğrenmeyenler ve ruhlarında hissetmeyenler ise, karanlık günlerde bütün bunları öğrenemezler, değerlendirmezler. Sonunda da, o ülke karanlığın çukuruna yuvarlanır gider…
İşte bu sebeplerle gençliğin, normal zamanlarda yukarıda sıraladığımız kavramların mânâsını ve değerini öğrenmesi ve ruhunda hissetmesi lâzımdır. Gerçi bugünkü dünyada maddiyatın değeri önemlidir, maddiyat bir omuz silkişi ile bir kenara atılamaz. Zira, yaşamak için, ruhunun ve vücudunun zinde ve canlı olabilmesi için maddiyat, yani maddi güç şarttır. Ama. insanın mutlu olması için maddiyat tek şey değildir. Nasıl ki, insanın insan olduğunu bilmesi için de maneviyat ve inançlar şarttır ama; yine bugünkü dünyada kuru kuruya manevi inançlar insanı ayakta tutamaz, mücadele aşkı veremez… O halde, hem maddiyatın, hem dc maneviyatın insanda bir arada olması lâzımdır. Ancak ikisi bir arada olduğu sürece bugünün insanı canlı ve ayakta olabiliyor.
Maddi güç: paradır, müsbet bilgilerdir. Manevi güç de; İmân ve İnançtır… Maddi güçün ayrıca tarifini yapmağa gerek yoktur ama, manevi güçün tarifini yapmak lüzumludur. Manevi güç, bizim anladığımız mânâda, milli kültür ve milli şuurla yetişmiş olmaktır… Türklüğe gönül vermiş, Türklüğün mutluluğu ve yücelmesi inancında olan kimselerin manevî gücü yerinde sayılır. Bunun dışındaki İnançlar ülkeye ve Türklüğe faydalı değildir, boştur.
Ülkemiz bugün, yukarıda saydığımız iki grubun dışında, milli kültürle yetişmiş ve milli şuur sahibi üçüncü grup gençliğe muhtaçtır. Gençliği bu faydalı ve güçlü yolda yetiştirecek ve hem maddi, hem de manevi alanda ayakta dimdik tutacak ülkü, Türkçülük ülküsüdür. Türkçülük ülküsünde aranan ve beklenen bütün değerler mevcuttur. Bunun dışındaki fikirler ve akımlar, bir taraftan kökü dışarıda olduğu gibi, diğer taraftan geçicidir, modaya tabîdir…
Tanrı Türkü Korusun!..
OCAK 1974
YUNUS BUĞRA YILMAZ ARŞİVİNDEN
ÖTÜKEN
AYLIK TÜRKÇÜ DERGİ
KURULUŞ TARİHİ: OCAK 1964
DÖNEM:11
SAYI:1(121)
SAHİBİ VE SORUMLU MÜDÜR : ATSIZ
SAYMAN: İZZET YOLALAN
KAPAK: REFET KÖRÜKLÜ
TARİH: OCAK 1974
YAYIN YERİ: İSTANBUL