ÖLÜM DE GÜZELDİR
“Ölümden ne korkarsın korkma ebedî varsın”.
Çün kim işe yararsın bu söz fasid da’vidir.”
Yunus Emre
Ölüm hak, ölüm mutlak, ölüm gerçek …Ölüm insanoğlunun engel olamadığı, gizemini keşfedemediği gerçek. Yalnız “Her nefis ölümü tadacaktır.” (Enbiya, 35) diyerek Kuran-ı Kerim ile kullarına seslenen Allah ölümsüz… İnsanoğlu ölümlü… İnsanoğlu bu nedenle de yüzyıllardır ölümsüzlüğün sırrını bulmaya çalışmış, aramış durmuş ama henüz bulamamış ve kıyamete kadar da bulamayacak…
Ölüm Müslümanlara göre bir yok oluş değil var oluştur. Bizim dinimiz İslamiyet’e göre ölmek yeniden dirlmektir. Ölüm bir son değil başlangıçtır. Sonsuz ahiret hayatına ön hazırlık olan dünya hayatında yaşadıklarımızın ve yaşattıklarımızın karşılığını alarak hep diri devam edeceğimiz sonsuz bir ahiret hayatı ile müjdeler Allah bizleri. Ölümden sonra aydınlığı hiç sönmeyecek ölümsüz hayat vardır insanoğlu için. Bu nedenle ölüm umuttur.
Her insan bazen yaşamayı bazen de ölmeyi göze alır bu dünyada. Bazen ölmek ister sessiz sedasız, bazen sonsuz yaşamak ister insanoğlu. Hangisini tercih ederse etsin kendi elinde değildir ölmek, ölebilmek, yaşamak, yaşayabilmek… Ölmek de yaşamak da Allah’ın takdirindedir. Ölmek günü alın yazımızda gizlidir.
Ölümün bizler için başlangıç olduğunu bilsek de kişinin bilinmeyen bir ahiret hayatına gitmesi ile kişiyi dünyadaki sevdiklerinden ayıran ölüm korkutur hepimizi. Korkunun ecele faydası olmadığını bilsek de ölümün gizemi korkutur. Ölümün bilinmezliği korkutur insanı. Kişinin yakınlarının da bir gün öleceği gerçeği korkutur herkesi. Ölüm kıyamete kadar da insanoğlunu daima korkutacaktır.
İnsanoğlu için ölümün varlığı bilinse de dünya telaşi hiç bitmez. “Nice yiğit muradina eremeyiben ölmüş yatar.” dizesindeki mana ile bitmeyen tükenmeyen dünya telaşı ile her ölüm erkendir. Her ölen kişinin yaşı –genç-yaşlı -ne olursa olsun yapacağı–bitmemiş- işleri vardır. Ve hangi yaşta ölürse ölsün insan için yarım kalan bir dünya hayatı mutlaktır. İnsanoğlu’nun bu hali Peygamberimizin şu öğüdü ile taçlanır: “Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.” Bu Hadis-i Şerif’in izinde kul dünya ve ahirete çalışırken ölümün derin felsefesindeki sırra ererken kemalata da erecektir. Bu sırra erme Allah’a tam teslimiyete ulaştırırken, ölümün anlaşılabilir ve kabullenilebilir olduğunu da öğretir insana.
Ölüm sonlu dünyadan sonsuz dünyaya geçiştir. Sonsuz dünyaya-gerçek hayata- ulaşabilmek için bu sonlu-geçici-dünya geçilmesi gereken bir köprüdür. Bu dünyada her can, her bedende konuktur. Sonsuz dünyada sonsuz mutluluk yaşayabilmek için bu hayatta iken dünyanın geçici güzelliklerine, çekiciliğine, aldatmacasına kanmamak gerekir. Bu hayatta sonsuz hayatın sonsuz güzelliğini yaşayabilmek için- kul olarak Allah rızasını kazanmak adına çaba sarfedilmelidir. İnsan yaşarken ölüm gerçeğini hiç unutmamalıdır. Dünya nimetlerinden Allah rızası ölçüsünde faydalanmalı ve diğer insanların fayda bulması için çalışmalıdır.
“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?”
Ölüm güzeldir. Dünyada helalleştiysen sevdiklerin ve sevenlerinle, hayırlı işler yaptıysan, güzelliklerle anılıyorsa adın, dünyaya hayırlı evlatlar bıraktıysan ve ölürken dahi tam teslimiyertle iman etmişsen Allah’a, ölüm güzeldir.