Asena Kınacı MORAL: Bizim Çocuklar

BİZİM ÇOCUKLAR

Asena Kınacı MORAL

Delinse yer, çökse gök yansa kül olsa dört yan

Yüce dileğe doğru yine de yürürüz yayan

Yıldırımdan tipiden kasırgadan yılmayan

Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz.

Gözleri ufuklarda, bozkurt bakışlı yiğittir, merttir bizim çocuklar. Yusuf yüzlü yavuz yüreklidir bizim çocuklar. Hilal bıyıklı, pehlivan duruşludur bizim çocuklar. Dudaklarda söylenen türküdür onlar. Haksızların, hukuksuzların, zalimlerin yüreğine korku salarlar. Namerde göz açtırmazlar. Arınmış gönül, inanmış yürek ile hak yolu, hakikat yolu, Allah yolunun yolcularıdır onlar. Peygamber ahlaklı Oğuz Kağan huyludur bizim çocuklar.

Türk töresi, İslam ahlâkı ve millet sevgisi ile yoğrulmuş yürekleri ile hakkın haklının yanındadır bizim çocuklar. Türklük şuuru ile zalimin karşısında tek kişi de kalsalar doğru bildiklerinden vazgeçmezler. Doğrunun doğruluğun adıdır bizim çocuklar. Yalan nedir bilmez onlar. Hak için, doğru için ölümlere, darağaçlarına yürür de dertlenmez, sızlanmaz, sitem etmez bizim çocuklar.

Bir dilim ekmeği bölüşür bizim çocuklar. Kendinden önce başkalarını düşünen vatan derdiyle tasalı güzel adamlardır. Hazreti Yusuf gibi hapishaneleri Yusufiye’ye dönüştüren destan kahramanıdır bizim çocuklar. Zulümle yoğrulan taş duvarlı zindanları sabır ile taş medreseye, ilim irfan yuvasına çevirendir bizim çocuklar.

Sert kayaları andıran yavuz çehrelerinde börtü böcek seven, ot, çiçek, ağaç seven, yaradılanı seven Yunusca yürekleri vardır bizim çocukların. Susuz, uykusuz, elsiz, ayaksız, kolsuz kalabilirler ama vatansız, bayraksız kalamaz bizim çocuklar.

Gözleri ötelerin ötesindedir. İlay-ı Kelimetullah izinde Kızılelma yolunda Nizam-ı Aleme gönül vermiştir bizim çocuklar. Hepsinin yüreğinde Ayşenin de aşkı vardır da söyleyemez onlar. Ülküden başka sevmeye ar eder de Ayşeleri mahsun bırakır bizim çocuklar. Onlar bilmez tıngır mıngır şarkıları, Çankaya Yokuşu’nda coşar, Tuna Nehri’nde taşarlar.

İlim ve teknikte memleketi kalkındırmak için gece uyumaz, gündüz oturmaz, hep çalışır bizim çocuklar. Anadan, yardan, serden geçip ömrünü vatana, millete, Türklüğe adayandır onlar. Türk milletine bağlılıkta ve Türk devletine sadakatte, hizmette yarışır bizim çocuklar.

Vatanda sahipsiz, yardımsız, himayesiz, desteksiz, işsiz, aşsız kalmasın diye çalışırlar. Yaraları sararlar. Her derdin merhemidir bizim çocuklar. Kendi dertlerini de güzel bilir, güzel bulurlar. Dertlerinin dermanını yine dertlerinde ararlar. Gözyaşlarını içlerine akıtır bizim çocuklar. Yarı aç yarı tok yaşasalar da hep şükürdedir dilleri, duadadır elleri yaradana. Servetlerle satın alınamaz bizim çocuklar.

Uzun ve cetin yolları yürümeyi seve seve kabul ederler. Sabırlıdırlar. Türkçe sever, Türkçe bağırır, Türkçe haykırırlar. Teke tek, yüz yüze, mert dövüşmeyi severler. Yalan, ihanet nedir yoktur kitaplarında. Verdikleri sözü yerine getirmeyi namus bilir bizim çocuklar.

Dikenli yollar kolay yürünür onlar tartafından. Yiğitlik diğer adlarıdır. Vatan, millet, devlet yolunda yufka yürekleri demir olur, çelik olur. Zindanlardan, işkencelerden korkmazlar. Büyük ve güçlü Türkiye aşklarından vazgeçmezler. Darağaçlarına, kurşunlara, ölümlere, şehadete tebessümle gider bizim çocuklar. Güzel Yusuf yüzleri ile yiğitlikleri ile tabutlara sığmayıp uğruna öldükleri toprağı utandırır onlar. Ölümlerle eğlenen tunç yürekli bu güzel çocukların Ülküleri yazdıkları destanlarla gelecek nesillerin de aşkı olur.

Umuttur bizim çocuklar. Geleceği aydınlatan ışıktır. Sadece bir beden bir can, bir kişi değil Türk milletinin ipeğe sarılmış çelik yumruğudur bizim çocuklar. Varlıkları ile Türk milletinin ebedi bekasıdırlar. Mete’nin, Attila’nın, Tonyukuk’un, Bilge Kağan’ın, Alparslan’ın, Fatih’in, Mustafa Kemal’in ruhundan bugüne üfleyip gönderdiği bir parça ateştir, közdür onlar. Sönmez çerağdır.

Ve şairin dediği gibi;

“Ne cennet tasası ve ne cehennem

Sadece Allah’ın rızasındalar.”

İşte onlar bizim çocuklar…