Gültekin ÖZTÜRK: AYDIN “MHP” DİYOR…

Dostlarımızdan gelen sitemlerden anlıyorum ki yaşadığımız kentin sorunlarını yazmayı ihmal etmişim. “Nasılsa yerel konularla ilgilenen arkadaşlarımız var” diyerek hep Türkiye ve dünya siyasetine dair kendimce önemli bulduğum mevzuları yazdığım doğrudur. Dostlarım, bu husustaki sitemlerinde yerden göğe kadar haklıdırlar.

“Türkiye’nin gündemi, Aydın’ın da problemlerini içeriyor” diye düşündüğüm için olsa gerek, yaşadığımız yerin sorunlarını yazmayı ihmal ettiğimi kabul ediyorum.

Bu nedenle bugünkü yazımda Aydın siyasetine ait tespitlerimi, 2009/2011 seçim sonuçlarının analizine göre 2014 yerel seçimleriyle ilgili tahminimi ve başkan adaylarına ait düşüncelerimi okurlarımla paylaşmak istiyorum.

1977’de Muhterem Ağababaoğlu’nun Belediye başkanlığını kazanmasının ardından 2009’a kadar geçen 32 yılda CHP’nin Aydın’da elle tutulur bir başarısı yoktur.

1977’den 32 yıl sonra2009’da Aydın Belediye başkanlığını kıl payıyla da olsa kazanan CHP, 2011 genel seçimlerinde de il genelinde birinci olarak bu başarısını sürdürmüştür.

Ancak bu başarı CHP’nin marifetinden değil, MHP’nin yanlış aday göstermesi ve konjonktürel faktörlerden kaynaklanmıştır.

Evet, bugün Aydın Belediyesi CHP’lidir ve yedi milletvekilliğinden üçünü kazanmıştır. Ancak bildiğim kadarıyla ve çok yıllık istatistiklerin söylediğine göre Aydın seçmeninin ezici çoğunluğu kesinlikle CHP’li değildir.

Eğer MHP, 2009 seçimlerine bugünkü gibi doğru bir adayla girseydi inanıyorum ki ilçeleriyle beraber Aydın da büyük bir seçim zaferi kazanırdı.

Yine eminim ki Erdoğan’ın kutuplaştırma siyaseti ile kaset skandalı olmasaydı, 2007 seçimlerinde CHP’nin %24 oyuna karşılık %26 oy alıp Aydın’da üç milletvekili çıkaran MHP, 2011’de %18 oy alarak iki milletvekilliğini CHP’ye kaptırmazdı.

2009 Yerel seçim sonuçlarına bakınız. İl genelinde MHP ile CHP arasında % 5, AKP ile arasında % 3 gibi kapatılması çok kolay küçük oy farkı olduğun göreceksiniz.

Bu seçimlerde MHP, Aydın merkezinde Hüseyin Aksu yerine başka bir aday gösterseydi 612 oyla seçimi kaybetmez, tıpkı Buharkent’i, Ortakları ve Nazilli’yi kazandığı gibi büyük bir oy farkı ile merkez belediye başkanlığı seçimini de kazanırdı.

Eğer 2009’da seçimi MHP kazansaydı eminim ki bugün CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkan adaylılığına kesin gözüyle bakılan Özlem Çerçioğlu’nun adından söz edilmiyor olacaktı.

Her neyse geçmiş günahıyla sevabıyla orada kaldı. Sevindirici olan MHP’nin geçmişten ders almış olmasıdır.

İşçi, esnaf, memur, işadamı özetle herkesimden insanımızın fikir birliği içinde olduğu husus, MHP’nin 30 Mart 2014 seçimlerin için hem büyükşehir hem de ilçelerde doğru adaylar göstermiş olduğudur.

Kanaatimce bu seçimlerde ezici çoğunluğu “Milliyetçi-Sağ görüşlü olan Aydın halkı” 2011 Genel Seçimlerinin aksine doğru bir duruş göstererek solcu CHP’ye de, Allah ile aldatan AKP’ye de oy vermeyecektir.

Memnuniyet duyduğum bir diğer hususta Aydın genelinde karma seçmen profili üzerinde saha çalışması yapan ADÜ sosyoloji bölümü öğrencilerinin yaptığı anket sonuçlarıdır.

Bu anketler 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Kuşadası ile Çine dışında Büyükşehir ve ilçelerinde MHP’nin yüzünün güleceğini göstermektedir.

Özellikle AKP adayının açıklanmasından hemen sonra yapılan anket sonuçlarından dolayı hem ziyadesiyle mutlu hem de yaklaşan 30 Mart seçimlerinden çok umutlu olduğumu belirtmeliyim.

Ulaştığı sonuçları bazen doğru çıksa da seçimlerle ilgili sipariş üzerine yapılan piyasa anketlerine hiçbir zaman inanmamışımdır. Keza şahsi kanaatlerimin de hislerimin etkisiyle objektiflikten uzak yanıltıcı olabileceğini düşündüğüm için seçim tahminlerinden hep uzak durmuşumdur.

Ancak, amatör öğrenciler tarafından yapılması, yönelttiği soruları, uygulama yöntemi, zamanlaması, analiz edilebilirliği bakımından bu anketin, yanılma payı minimum “bilimsel ve objektif”  bir araştırma olduğunu gördüm.

Zira her şeyden önce bu anket/araştırma, öğrencilerimin eğitimlerinin parçası olarak yaptıkları bir çalışmadır ve herhangi bir maddi çıkar karşılığı yapılmamıştır.

Bu anketi “objektif ve güvenli” bulduğuma dair kanaatimin oluşmasında rol oynayan diğer bir faktör de profesyonel olmayan ADÜ’lü gençler tarafından amatörce ve kamuoyu ile paylaşılmamak için yapılmış olmasındandır.

Ayrıca öğrencilerimin hafta sonu yaptığı son çalışmaların tutarlılığını test etmek için ankete katılan birçok kişiyle yüzyüze ve telefon görüşmeleri de yaptım. Kişisel görüşmelerimin sonuçlarının da yapılan anketlere paralel olduğunu gördükten sonra çalışmanın tutarlı ve geçerliliğine dair kanaatim daha da pekişti.

Samimiyetle söylemeliyim ki ilk kez bir seçim anketinin tarafsızlığını/objektifliğini son derece yüksek buldum ve tarafsız bir araştırma ürünü olduğuna kanaat getirerek tam olarak güven duydum.

Gençlerimizi, büyük özveriyle ortaya koydukları bu kişisel çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Ayrıca anketlerinin sonuçlarından yararlanmama izin vermelerinden dolayı da teşekkür ediyorum.

Özellikle AKP Aydın Büyükşehir Belediye başkan adayının “Mustafa Savaş” olarak açıklanmasının hemen ardından yapılan son anket sonuçları MHP için sevindiricidir.

Bu anketin sonuçlarına göre yarın seçim yapılsa Aydın’da, kırsalda da kentlerde de bugüne kadar AKP’ye giden muhafazakâr oyların MHP adayı Ali Uzunırmak’a kaydığı açıkça görülmektedir.

AKP’ye oy veren seçmenlerin solcu-sosyalist olması sebebiyle fikren uyuşmalarının mümkün olmadığı CHP adayı Özlem Çerçioğlu’na oy vermeyecekleri zaten çok açıktır.

Yine bugüne kadar AKP’ye oy vermiş olan Aydınlıların Çine dışında hiç tanımadıkları Mustafa Savaş’a oy vermeyecek olmaları da kuvvetle muhtemel sonuçtur.

30 Mart yerel seçimlerinde muhafazakâr seçmenlerin, hatta milliyetçi CHP’lilerin oylarını yakından tanıdıkları ve sevdikleri MHP adayı Ali Uzunırmak’a vermeleri olağan görülmelidir.

Bana göre de anketin bu yönde ortaya koyduğu sonuçlar son derece gerçekçi tespitlerdir ve 30 Mart’ta Aydın seçmeninin böyle bir davranış göstermesi beklenmelidir.

Yapılan bütün araştırmalar, siyasi ve sosyolojik gerçekler büyük bir sürpriz olmazsa Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunma mesafesinde olan adayın MHP’li Ali Uzunırmak olduğunu göstermektedir.

Elbette Aydınlı, tanımadığı, köyünün mahallesinin adını ve yolunu bilmeyen AKP adayı Mustafa Savaş’a da, vatandaşlarla kavgası ayyuka çıkmış CHP adayı Özlem Çerçioğlu’na da oy vermeyecektir.

Milli Mücadelenin işaret fişeğinin atıldığı milliyetçi Aydın Efeleri, Kürdistan’ın kuruluşuna ve İmralı canisine af çıkarılmasına vize veren, ben kimi koyarsam onu seçtiririm diyen Tayyip Erdoğan’ın AKP’sine de ondan geri kalmayarak ABD’de iktidar arayan Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine de sandıkta gereken dersi verecektir.

Belediye başkanvekili yolsuzluk iddialarından tutuklanmış, esnafla kavgalı, bütçesi tartışmalı, imar izinleri şaibeli, köyü bilmeyen, köylüyü Aydın büyükşehir olunca hatırlamış olan CHP adayı Özlem Çerçioğlu, belediye imkânlarını seferber etse de bu sefer Aydın efelerinden oy alamayacaktır.

AKP’li belediyelerdeki yolsuzluk iddialarını görmezden gelen İçişleri Bakanlığının müfettişleri, kamp kurdukları MHP’li Belediyeler ve Başkanlarımız hakkında tek bir yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık vakası tespit edememiş, şaibe yaratacak herhangi bir iddiada bulunamamışlardır.(*)

Soruyorum;

Ankara Ülkü Ocağı Başkanlığından beri tanıdığım yiğit dava arkadaşım, kardeşim, Ülküdaşım, yıllardır milletvekili olan ve şu anda da TBMM İdare Amirliği görevini yürüten MHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Uzunırmak hakkında tek şaibe, yolsuzluk, hırsızlık iddiası gösterebilir misiniz?

23. Dönem Aydın milletvekilimiz olan ve bugün MHP Efeler Belediye Başkan adayı olan gönül adamı, eren gönüllü Recep Taner için bir kişi çıkıp da uygunsuz bir iş yapmıştır diye tek laf edebilir mi?

Civanmert dava arkadaşlarım Nazilli Belediye Başkanı ve MHP Belediye başkan adayı Haluk Alıcık, Buharkent Belediye Başkanı ve başkan adayı Yusuf Vural,  kıymetli dostum Ortaklar’ın gözbebeği Belediye başkanı ve bugün de MHP Germencik belediye başkan adayımız olan Ümmet Akın için Allah aşkına birisi çıkıp da kem söz edebilir mi?

Tamamı Allah Yolunun yolcusu, millet sevdalısı olan çalışkan, ehil, yiğit ve dürüstlük sembolü olan MHP adaylarına elbette hiç kimse olumsuz bir söz edemez.

Alayı Allah’tan korkan, kuldan utanan MHP adayları; yalanı, talanı olmayan ve haramla kurulan saltanatları yok etmek için göreve talip olmuş milli kahramanlardır.

Bu kutlu yoldaki yürüyüşümüzde Cenab-ı Allah’ın yardımcımız olduğuna/olacağına olan imanımız tamdır.

Yolumuz uzun ve zor, sırtladığımız yük ağırdır. Lakin bu yolda yürüyecek dermanımız, zorlukları aşmakta evliyanın, enbiyanın desteği, şehitlerimizin, dul ve yetimlerinin, gazilerimizin hayır duasıyla altına girdiğimiz yükü kaldıracak gücümüz, hedefe ulaşmaya azimli çelikten sağlam Ülkücü irademiz vardır.

Haydi, Ali Uzunırmak!

Hadin gari! Recep, Haluk, Ümmet, Keremitçi, Sezai, Mehmet, Yusuf, Levent, Başalan, Tuğrul, Tuncer, Hayri, Ebubekir başkanlarımız yolunuz da bahtınız da alnınız gibi açık, Allah yar ve yardımcınız olsun.

İnanıyorum ve biliyorum ki Aydın halkı, milletimizin yetiştirdiği bu güzide evlatlarını yürekten kucaklayacak, 30 Mart 2014’de Aydın Büyükşehir belediyesini ve ilçe belediye başkanlıklarını Ali Uzunırmak ile MHP’li başkan adaylarına gönül rahatlığı içinde emanet edecektir.

Güzel günler için kalın sağlıkla…

Tanrı Türk’ü Korusun!

Gültekin Öztürk/Tarihçi-Yazar

(*)

Sadece Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak yolsuzluk iddiaları konusunda MHP içinde bir istisnadır. Gerçi mahkemesi devam eden bir iddianın dışında hakkındaki suçlamaların tamamından berat etmiştir ama Adana da partimizi düşürdüğü kaos ortamı da bellidir.

MHP’den seçilip de bugün istifa etmiş olan yüzden fazla belediye başkanı da Aytaç Durak’ta 2009 yerel seçimlerinde sırf seçim kazanmak için “MHP ve Ülkücülük ile ilgisi olmadığı halde ya da Ülkücülüğü konusunda büyük bir yanılgıyla düşülerek ” aday yapılan yanlış adamlardır. Çok şükür ki bugün bu yanlışlardan dönülmüştür.

Not:

Bu yazı yazıldığında ucu AKP’li bakanlara kadar giden yolsuzluk operasyonları henüz başlamamıştı.

“Öküz Öldü ve Vatana İhanet” başlıklı son iki yazımda da ifade ettiğim gibi bu gelişmeler Cemaat-AKP hesaplaşmasından başka bir şey değildir ve tarafların birbirine “parmak göstermesinin, şamar atmasının ” nerede duracağı da ABD’nin alacağı tavra bağlıdır.