Millî Semboller
Atsız
Millet halinde yaşamanın şartlarından biri de milli sembollere saygı göstermektir, insan, medenileştiği oranda hürriyetlerinden bir bölümünü fedaya ve bazı kaidelere saygı göstermeye mecburdur. Medenî insan, hayvan gibi rasgele yerde uzanıp uyuyamaz. Her istediği zaman bağıramaz veya türkü söyleyemez. Her istediği şeyi her zaman ve her yerde yapamaz.
Medenî insan milletçe kutlu sayılan canlı veya cansız varlıklara da saygılı davranır. Kutlu sayılan nesneler bayrak gibi, arma gibi, milli marş gibi, şeref ve namus gibi şeylerdir. Hayvan için bütün bezler, bu arada bayrak da değersiz bir şeydir. Çünkü yenmez.
Şeref ve namus diye bir duygu veya içgüdünün hayvanda bulunmasına imkân yoktur. Hayvan milli sembolü de bilmez. Çünkü hem millet değildir, hem de milli sembol onun için taş ve ağaç gibisinden herhangi bir nesnedir.
Milleti millet yapan kaidelerin içinde milli semboller de bulunduğu için bir milleti yıkmak isteyenler onun millî sembollerine de hücum ederler.
Bir toplumun milli sembolleri olmadı mı artık sürüleşmiş demektir. Bilginlerine, profesörlerine ve her şeyine rağmen onun koyun sürüsünden veya karınca yuvasından farkı yoktur.
Milli sembollere saldıranlara dikkat edilmelidir:
Bunu cehalet veya hamakatlerinden mi yoksa gizli maksatlarından mı yapıyorlar?
Millî sembol olan Oğuz Han a dil uzatıldı mı, biliniz ki, o bilerek veya bilmeyerek düşman için çalışıyor demektir.
Milli sembol olan Bozkurt’a köpek diyenler için de durum aynıdır, üstelik onlar aynada kendilerini görmektedir.
13 Nisan 1974
ÖTÜKEN / MAYIS 1974 / s.17