Hakaretin Adı: MHP’lileşmek…
Yıldırım GÖRGEN
Perşembe gecesi ATV kanalında canlı yayına katılan Başbakan, 6-7 Eylül olaylarını ‘Derin Devlet’ yapmış iması üzerine M.Barlas’ın “Demokrat Parti yaptı” cevabı karşısındaki yüz ifadesi ve sözleşmeli personele nankörlük yapmayın anlamına gelebilecek çıkışı haricinde kendisi için rahat alanda top çevirdi. Ancak sayın Barlas’ın bir süredir basında da çeşitli şekillerde yer alan “MHP’lileşme” sorusuna Başbakanın verdiği cevap gecenin en can alıcı anı idi. Recep Tayyip Bey, çok net bir ifade ile bunu hakaret addettiğini söyledi. Kendisini MHP’li olarak hisseden birisi olarak bu ifadeden dolayı Başbakan’a hiçbir şekilde kızmadım, kendisi açısından çok haklı bulduğumu da ifade etmeliyim. Ancak bu cümle bittiğinde “MHP’li” kimliği ile referandumda evet oyu isteyenlere uyan MHP’lilerin yürek acısını hissettim.
Bu konunun can alıcı noktası “MHP’lilik” kavramının ne olduğundadır. “MHP’lilik” tabiri bir partiye üye olmanın ötesinde bir anlam taşımaktadır. MHP ile hiçbir hukuki bağı olmayan bir çok insan toplumun kanaatinde MHP’lidir. MHP’li olmak özellikle Anadolu’da halk arasında bir duruşun, anlayışın ve yaşayışın adıdır. Bu nedenle farklı partilerde dahi siyaset yapsa bu vasıflara yakın olanlar hala MHP’li diye tanımlanır. Hayatında hiç MHP üyesi olmayan MHP’liler vardır.
“MHP’lilik”; Türk Milliyetçiliğidir.
“MHP’lilik”; doğruluk, dürüstlük, ahlaklılıktır.
“MHP’lilik”; mazluma sığınak, zalime set olmaktır.
“MHP’lilik”; (haşa) “Muhammed’in p..leri giremez” pankartını yırtıp okula girmektir.
“MHP’lilik”; “Esir Türklere Hürriyet!”,“Yıkılsın Düzen, Yaşasın Devlet” demektir.
“MHP’lilik”; Yesevi dergahında pişip, Fatih’in, Yavuz’un, M.Kemal’in ordusuna nefer olmak demektir.
“MHP’lilik”; ahde vefa demektir.
“MHP’lilik”; her anlamda namus müdafaası demektir.
Çünkü MHP’de siyaset yapmak Başbuğ Alparslan Türkeş’in şu davetine icabet etmek demektir; “Ben Türk Milletini,
Sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlaktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, ALLAH YOLU’na çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum : Yeniden maneviyata dönüş….” Dünde, halde ve gelecekte MHP’lilik bu davete icabetin adıdır. Bu yolun dışına çıkan ya kendisini, ya da MHP’liliği bilmiyordur.
MHP’liliği bir kimlik ve kişilik olarak bilen ve öyle tanınan, dün sevinçler ve hüzünlerimizi paylaştığımız arkadaşlarımız, namlulara birlikte hedef olan arkadaşlarının tabutlarına omuz veren ağabeylerimiz, MHP’liliğiniz hakaret addedilirken duyduğunuz yürek acınızı inanın hepimiz aynı şekilde yüreklerimiz acıyarak hissettik. Samimiyeti ve duygusallığı ile referandumda ‘evet’in millet hayrına olduğuna ikna edilmiş arkadaşlarımız, kimliğiniz hakaret addediliyor. Eminim ki “Ucube Anıt” çıkışını tevil etmeye çalışan Bakan gibi bu sözleri de tevil etmeye hevesli siyaset tacirleri çıkacaktır. Onlar bu yolun yolcusu iseler yolları açık olsun. Ama unutmasınlar ki; hakikat tevil götürmez.
Bu sözü ile, AKP’ de yöneticilik, adaylık, vekillik velhasıl siyaset yapan “MHP’lilere” Başbakan, dün namlulara hedef oldukları, arkadaşlarını birlikte yolcu ettikleri ve tabutuna omuz verdikleri arkadaşlarının yüzüne onur ve gururla bakabilmeleri için son bir şans vermiştir. MHP’lileşmeyi hakaret addeden bir Genel Başkan’ın partisinde MHP’li kimliği ile siyaset yapmak ancak bir bedel karşılığı olsa gerektir, yoksa kimlik ve kişiliğinizi inkar demektir. Tarihte bedel karşılığı namusunu vermenin bir adı vardır: Bu durum bu adın siyasi izdüşümüdür.
“Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti” ile MHP’lileşenler torunlarınıza masal anlatırken, dostlarınızla çay içerken, arkadaşınızla yolda yürürken kimliğinize hakaret addedenleri ve onların ateşine odun taşıyanları unutmayın ve unutturmayın.