YİTİRDİK
Hüseyin HATIL
Sevgiyi, bağlılığı, vefayı, hoşgörüyü ve daha birçok iyi-güzel-doğru kavramı yitirdik.
Modernizm adı altında bize sunulan-dayatılan hayat tarzına uyum sağlamaya çalıştıkça yitirdiğimiz
değerlerin sayısı da arttı.
“Çağı yakalayacağız-çağdaş olacağız” diye koşturmaya başlayınca, geride bıraktığımız onca güzelliği
fark edemedik bile.
Bize, yenidünyanın kapılarını açma vaadiyle, önce televizyon sonra internet girdi dünyamıza.
Televizyon ve internet bize yenidünyanın kapılarını açmakla kalmadı, iç dünyamızı kemire kemire
gönül dünyamızı tüketti.
Küresel dünyanın ya da seçkinlerin algı yönetimi nedeniyle pizza yiyerek sınıf atladığını, kola içerek
gerçek mutluluğa eriştiğini zanneden insanlara dönüştük.
Toplumları, güdülecek insan sürüsü gibi gören küresel dünyanın aktörleri, iletişim kanalları vasıtasıyla
bizi öyle bir değişime(!) tabi tuttular ki, hiç fark edemeden bencil insanlar oluverdik.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifini el üstünde tutan dedelerin; “hem bana
Rabbena” diyen torunlarıyız desek abartmış olmayız.
Toplumsal güvensizlik öyle bir hal aldı ki; tek başına çocuğumuzu sokağa bırakamaz haldeyiz.
Bırakın dükkânın kapısını kilitlemeden camiye gitmeyi, esnaf dükkânına kilit üstüne kilit vurduktan
sonra bir de kamera ile gözetlemek mecburiyetinde kalıyor.
Hoşgörü desek hak getire! Kırmızı ışık henüz yeşile dönmeden çalmaya başlayan kornalar, basit yol
verme olayını kavgaya dönüştürmemiz…. Öfkemizi göstermiyor mu?
İyi örnekler öyle azaldı ki; yolda bulduğu parayı sahibine teslim eden genç, haber oluyor. Oysa her
vatandaşın yapması gereken bir dürüstlük örneğidir bu. Maalesef dürüst insana hasret yaşıyoruz.
Emperyalizmin istediği de bu değil mi? Toplumsal bağları koparılmış, menfaat için yaşayan bencil
insanlar…
Birliğe-beraberliğe en çok vurgu yapılan bugünlerde öncelikle bilinmesi gereken şu’dur:
Milli birliğin sağlanması için millet olduğumuz gerçeği toplumun tüm kesimlerinde doğru
işlenmelidir.
Büyük şairimiz Yahya Kemal’in, Süleymaniye’de Bayram Sabahı“nda “Dili bir, gönlü bir, imânı bir
insan yığını” dizesiyle ifade ettiği millet bilincine erişmiş ceddimiz gibi olmak istiyorsak emperyalizmin
demir dişlisine dur diyecek çelik gibi bir toplumsal onarımı başlatmak zorundayız.
* * * *
UNUTULMAZ
“Bizi, siz Müslümansınız yani Türksünüz diye öldürüyorlar” “”Her şeye kadir olan Allah’a andolsun ki;
köle olmayacağız” diyerek Bosna-Hersek’in özgürlük mücadelesine liderlik eden;
“Her fani gibi ben de öleceğim. Mezarıma anıt yapmayın, öldüğümde Osmanlı askerleriyle, Bosna
şehitleriyle yan yana yatmak istiyorum” diyerek gönlümüzde taht kuran;
19 Ekim 2003’te Hakk’a yürüyen, büyük devlet adamı Aliya İzzetbegoviç’i vefatının 12.yılında rahmet
dualarıyla anıyorum. Ruhu şad olsun.