KAÇ SANDIK ?..
Gültekin Öztürk
“Sultanımız hoş geldiniz!”
“Türkiye sizinle gurur duyuyor! …” Ve dahası….
Evet, %50 böyle diyerek karşılıyor sultanlarını…
Günlerdir bir türlü durdurulamayan Gezi Parkı Protestolarını durdurmak için de “Yol ver gidelim Taksim’i ezelim” diyerek ferman beklediklerini açıkça beyan ediyorlar.
“Yüzde elli durmuyor” diyorlardı, gerçekten de durmadılar/durdurulamadılar ve sabahın saat üçünde sultanlarına hem görkemli bir karşılama töreni hem de “çok yasal(!)” bir AKP mitingi yaptılar.
Muktedir Başbakan da karşılayan halkına günlerdir beklenen balkon konuşmasını yaptı ve mesajını verdi;
“Biz bunlarla savaşarak bugünlere geldik. Faiz lobisine teslim olmayız! Vandalizme izin vermeyiz! Yetkiyi sandıkta siz verdiniz ancak siz alabilirsiniz” diyerek, havaalanına gelmiş, evinin sokağına çıkmış taraftarını selamladı ve seyrelen boşalmaya meyilli safları sıklaştırdı.
Sultan Başbakan tebaasına “Biz Taksim’e ne yapacağımızı seçimlerde söyledik ve ezici bir çoğunlukla da sizden yetkiyi aldık. Size ne dediysek yaptık, yaparız, yapacağız” diyerek taraftarlarını coşturdu ve güya ülkeyi rahatlatan son noktayı koydu.
Acaba ülke gerçekten rahatladı veya rahatlayacak mı?
Başbakan olayları doğru okudu ve gençlerin taleplerini olumlu yönde cevaplayacak mı?
Ne yazık ki bu sorulara olumlu cevap vermek mümkün değil..
Aksine Başbakan Topçu Kışlasına ilaveten “AKM’yi yıkacak, Taksime bir cami yapacağız” diyerek muhtemel yeni bir krizin işaretini vermiştir.
Bu beyanlar haklı olarak aklımıza şu soruları getiriyor;
Bilindiği gibi 30 Mart 2014 itibariyle yerel seçimler, sonra Cumhurbaşkanlığı, daha sonra da genel seçimler yapılacak ve bu arada bir yerde de muhtemelen bir anayasa referandumu için önümüze ayrı ayrı veya birlikte dört sandık konacaktır.
Hal böyle iken Erdoğan neden gerilim yaratıyor ve ülkeyi kutuplaştırıyor?
Yoksa Erdoğan, gizli ajandasındaki bilemeyeceğimiz bir tasarısını mı uygulamaya koydu/ koyacak?
Ya da Başbakan bu sandıkları birleştirmeyi mi düşünüyor?
Bence hepsi….
Başbakanın K.Afrika dönüşü “Sandıktan çıktık. Biz % 50 ile geldik ama 76 milyonun partisiyiz ve yaptıklarımız seçim çalışmalarımızda verdiğimiz sözlerdir. Çoğunluğu azınlığa ezdirmem, ben mağdurların temsil ediyorum” gibi sözlerin altını çizerek söylemesinin anlamı “çok sandık” olsa gerek diye düşünüyorum.
Sabahın üçünde “kullar kalabalığı” tarafından ”fetihten veya sürgünden dönen kahraman kral gibi” karşılanan Başbakanın gördüğü diri topluluğa “Biz diklenmeden dik durduk” sözleri bana göre aniden “birleşik sandığa” gideceğine işarettir.
Evet, “Taksim Gezi Parkı protestoları ve olaylarının” bugün itibariyle bu konuşmalarla girdirildiği mecradan anlaşılmıştır ki Başbakan “başkanlık sisteminden” vazgeçmiş görünmektedir ancak her adımında “çoklu seçim” provası yapmaktadır.
Bunun için AKP bütün gayretini, dikkatini yapılacak seçimlere yöneltmiş.
Bütün enerjisini tabanını tahkim etmek için harcamakta ve iktidar yorgunluğunu, rehavetini üstünden atmaya çalışmaktadır.
MHP, bu hazırlığı gördüğü için bugün erken seçim çağrısı yaparak AKP’yi köşeye sıkıştırmış ve muhtemel bir “çoklu seçim baskınını” önlemiştir.
MHP, bu erken seçim çağrısıyla sandığa hazır olduğunu ilan etmiş ve “hodri meydan” demiştir.
MHP Genel Başkanı “Ülkücülerin iktidarı, karanlık sokaklar yerine aydınlık meydanlarda milletimizden isteyeceğini ve seçim sandığından yüz akı ile çıkarak “milli devletin güçlü iktidarını kuracaklarını” müjdelemiştir.
Ülkücülerin iktidar olacağı güzel günler için Allah yardımcımız, millet destekçimiz olsun!
Ne Mutlu Türk’üm diyene!
Gültekin Öztürk/Tarihçi-Yazar