Kenan EROĞLU: Düşmanımızın Düşmanı Bize Dost mudur?

Düşmanımızın Düşmanı

Bize Dost mudur?

 

Kenan EROĞLU

 

Odgurmuş: Bazı durumlar vardır ki, herhangi birisini veya bir durumu olumsuz olarak görmüşsek, o kişi ne yapsa onun hakkındaki olumsuz fikirlerimizi değiştiremiyoruz. Ve olumlu düşünme sağlayamıyoruz.

Ögdülmüş: Evet kardeşim, böyle bir yaklaşımımız var. Herhangi bir fikir hareketine katıldığımızda ise durumu bir adım daha ileri götürür ve bu kez o sevmediklerimizin yanı sıra siyasi mülahazalarla karşı olduğumuz ve karşı olmamız gerektiğine inandığımız kişi ve guruplar hakkında da kırk dereden misaller arayarak, misaller bularak, o’nun olumsuz taraflarını orta yere koyarız.

Bu olumsuzlukla ilgili kendi bilgilerimiz yeterli olmaması halinde ise ortak düşman taktiği gereğince o kişiye düşman-muarız olanları arar buluruz. Dün kendimizin de muarız olduğumuz ve onunla mücadele ettiğimiz fikir akımlarının görüş ve fikirlerinden faydalanmakta bir beis görmeyiz.

Kişi olarak bizim beğenmediğimiz, fikirlerine katılmadığımız biri, karşı görüş sahibi olabilir. O karşı görüşe, itirazlarımız da olabilir. Ve bu itirazlar kendimize has, kendi birikimimize göre olmalıdır.

Başkalarının, eski muarızların, düşmanlığı-muarızlığı ise kendi birikimine göredir. O birikim bizim birikimimize ve dünya görüşümüze uymayabilir. Taban tabana zıt dahi olabilir.

Bir kişiye, bir guruba veya bir siyasi partiye karşı olmak için herkesin ayrı ayrı gerekçeleri vardır. Bu gerekçeler birbirine uyabilir de, uymayabilir de. Bu yüzden ortak düşmana karşı ortak hareket etmek her zaman taraflara aynı faydayı sağlamaz. Bu durumdan, aynı düşmana karşı ortak mücadele veren guruplar içinde en örgütlü olanı diama karlı çıkar.

Muarızımızı çökertmek, geriletmek için solun genel stratejisi olan yalan söylemek, yalan haber yapmak, olayları abartmak, uydurma haberlerle yanıltmak gibi her yola başvurmak, her vasıtayı kullanmak inancı olmayan insanlar için geçerli olabilir, fakat bize yakışmaz ve her zaman başarı sağlamaz, hatta bu konuda çok ileri gidilirse güvenilirliğimiz bile sarsılır.

             Odgurmuş:Marksist felsefeye inanan sol görüşlü insanlarla aynı kefeye konulmak, onların görüş ve düşünceleri ile hareket etmek veya o insanları beğenmek ve savunmak ne kadar doğrudur.

            Ögdülmüş:Sol gurupların her konuda ortaya koydukları tenkitler genellikle ABD düşmanlığı üzerinden yapılmaktadır. Sol ve Marksist guruplar ülke içinde meydana gelen her olayı ve Orta-Doğu’da meydana gelen tüm gelişmeleri de ABD düşmanlığı üzerinden yorumlamakta ve ona göre propaganda geliştirmektedir.

Bizim tenkid ve eleştirilerimizin ABD düşmanlığı üzerinden olması gerekmiyor. Bizim tenkidlerimiz kendi birikiminize, kendi öz kültürünüzden gelen tefekküre, tarihin derinliklerinden ve hoşgörü medeniyetimizden gelen düşüncelere ve değerlere uygun olması lazımdır

Aksi takdirde bizim Marksist düşünceyi savunanlarla ne farkımız kalır.

             Odgurmuş:Yani, şöyle bir mantık ve söylem var; “düşmanımızın düşmanı bizim dostumuzdur”. Bu söz ne kadar geçerlidir.

             Ögdülmüş:Asla böyle bir şey düşünülemez. Düşmanımızın düşmanı her zaman dostumuz olamaz. Olmamalıdır. Düşmanımızın düşmanı bizim de düşmanımız olabilir. Dostumuzun dostu için de durum aynıdır. Herhangi bir dostumuzun dostu bizim de dostumuz olmak zorunda değildir.

Dostlarımız şöyle diyor, düşmanımız olaylara böyle bakıyor diye belki dikkate alabiliriz fakat hareketlerimizi ona göre ayarlayamayız. Davranışlarımız, hareketlerimiz ve eleştirilerimiz bize has olmalıdır. Yeteri kadar birikimi olmayan, kendinden emin olmayan ve kendi tefekkür dünyasından bihaber olan insanlar başkalarının fikirlerini kullanır başkalarının fikirleri ile eleştiri yaparlar. Tabi sonuçta giderek başkalarına benzerler fakat farkına varmazlar. Eleştiri de olsa kendi fikirleriniz yerine başkalarını taklit edilmemelidir. Bu yolla zaten bir yere de varılmaz.

………………

Sözün Özü:

“İnsanların birbirine, dolayısıyla kendi kendilerine ettikleri kötülüklerin kaynağı, bence düşüncelerinden çok tutkularıdır.”

Bertrand Russel