FİKİR HAREKETLERİNİN
BENZEŞMESİ
Kenan Eroğlu
Odgurmuş: Fikir hareketlerinin ya da sosyal hareketlerin zaman içerisinde birbirleriyle benzeşmesi ve giderek bazı konularda benzer hareketleri yaptıkları ifade ediliyor bu konuda neler söyleyeceksiniz.
Ögdülmüş: Konuyu sadece fikir ve sosyal hareketlerle sınırlamamak lazım. Toplumda oluşmuş ve toplumda yer ve hayat bulan Milli, dini, tarihi, komünist, faşist, liberal, işçi, köylü gibi konuları temel alan fikir hareketlerinin inandığı-dayandığı temel değerler-tezler çok çok farklı çok değişik olabilir. Ya da o fikir hareketleri öyle olduklarını iddia ederler.
Yeryüzünde bulunan ve topluluklar halinde yaşayan her milletin bir devlet yapısı ve bu devlet yapısının bir işleyişi vardır. Hatta milletlerin hayatları, yaşayış ve düşünüşleri dahi ayrı ayrı olmasına rağmen bu yapıların bir birine bezedikleri yerlerin çoğunlukta olduğu bir gerçektir. Her millet kendi tarihinden ve tarihi birikiminden getirdiği çok özel ve gelenek ve görenekleri hariç tutacak olursak, devlet idareleri, milletlerin hayatları, hatta halkının yaşantıları, kılık kıyafetleri ve sosyal münasebetleri dahi bir birine benzerler.
Bunun gibi, sosyal bir gerçekliktir ve gözlemlenmiştir ki milletlerin ve devletlerin ve devlet idarelerinin birbirine benzediği gibi her bir sosyal hareketin ve fikir hareketlerinin hedefe ulaşmadaki metotları ile aşırı davranan taraftarların davranışları birbirine yakın ve benzerlik arz ediyor.
Çünkü başarılı olarak kabul edilen ileri gitmiş devletlerin taklit edildiği gibi sosyal hareketlerde gibi bir takım basın organlarında öne çıkarılan bir fikir hareketi başka bir fikir hareketinin özellikle de kendi içinde bulunduğu hareketin şuurunu alamamış bilgisiz ve aşırı taraftarları tarafından taklit edilir. O hareketin taban tabana zıt olunan bir hareket olması benzeşmeyi engellemez. Karşı olunan o fikir hareketinin başarısı içten içe bir “imrenme-özenme” duygusu doğurur. Bu duyguya dikkat etmek lazımdır, bu duygu artarsa o hareket sonuçta taktik ve metot olarak benimseyip taklit ettiği diğer harekete fikir olarak ta benzemeye başlar.
Bu durum taraftarlar arasında olumlu karşılanmadığı gibi, hedef kitle olan ve adına hareket edilen “halk-millet” tarafından da tereddütle karşılanır. O içinde bulunulan-benzeşen harekete güven azalır.
Odgurmuş: Benzeşme sonuç olarak nelere sebep olur?
Ögdülmüş: Bu benzeşme, önü alınmazsa tıpkı milletlerin ve bir milletin mensuplarının başka bir millete benzeme ve onlar gibi olma hayalinin bir netice alamadığı gibi, diğerine benzeyen bir hareketin de temel değerlerinde aşınma meydana getirir. Temel değerler zamanla unutulur.
Bu benzeşme, siyasi partilerde rey kaybına, dernek ve örgütlerde taraftarın mutsuzluğuna sebep olur. Ne ideallerle katıldığı hareketin taban tabana zıt olduğu başka bir fikir hareketinin, taktiklerini, iddialarını, metotlarını kullanıyor olması bazı taraftarda hayal kırıklığı meydana getirir. Başkaları gibi davranıyor olmak, başkalarına benzemek, başkaları gibi hareket etmek samimi taraftarları üzer.
Benzeşen hareketin mensupları, en iyi ve kurtarıcı fikirleri kendilerinin temsil ettiklerini ancak halkın kendilerini desteklemediklerinden yakınmaya başlarlar. Hâlbuki kendileri çeşitli fikirler, hareketler ve yaşantılar itibariyle başka guruplarla benzeşmeye başlamışlardır, bunun farkında değildirler. Farkında olmadan sol fikirleri, liberal fikirleri savunur olmuşlardır. Düne kadar, bölücü, vatan haini, satılmış, üçkâğıtçı olarak görülenler yavaş yavaş takdir edilen kişiler olmuştur.
Bu benzeşme konusu bazen bir başka şekilde de gelişir. O da karşı tarafı sürekli eleştirerek kendileri tepki hareketine dönüşürler. Karşı tarafa duyulan tepki karşı tarafı bilmeyi ve öğrenmeyi gerektirir. Karşı taraf bilinmeden zaten tenkid edilemez. O yüzden bu tepkicilik karşı tarafın bazı metod ve uygulamalarını da benimsemeyi getirir.
Benzeşme öyle bir noktaya gelir ki, kendi esas fikirlerinizden ayrılınca, adına mücadele verdiğiniz “halk-millet” sizi tanıyamaz hale gelir.
Bu benzeşme o hareketi daraltır, küçültür güdük hale getirir.
Sözün özü:
Kendisi olamayanlar, başkası olmak mecburiyetinde kalırlar.
Sözün Özü :
“Nefretin derinliğinde beğenmek gibi bir ters akıntının bulunduğu, nefret ettiğimiz kimseleri taklit etme eğilimimizle kendini gösterir. Böylece her kitle hareketi zamanla kendini, nefret ettiği özel düşmanına benzer duruma getirir.
Zulme uğrayan kimselerin, hemen hemen daima kendilerine zulmedenlere benzer duruma geldiklerini görmek hayret vericidir. Kötü insanlar kötü insanlar yaratır sözü kısmen şu gerçeğe dayanmaktadır ki kötüden nefret eden Kimseler kendilerini o kötüye benzer duruma getirirler, ve böylece kötülük devam eder……”
(Eric Hoffer, “Kesin İnançlılar” S:129)