Mehmed Akif ERSOY: ŞARK – “Hayâ Öğren İlkin”

 

“KİŞİ

HİSSETTİĞİ NİSBETTE YAŞAR”

Şair Eşref

 

Ş A R K

 

Asırlardır ki “insâniyyet”in olmuş da mahkûmu,
Asırlar var ki, İslâm’ın hederdir hûn-i mazlûmu…
“Ne gördün, Şark’ı hep gezdin?” deyip sor. Gördüğüm: Yer yer
Yıkılmış hânümanlar; devrilip gitmiş hükûmetler;
Serâb olmuş kanallar; dümdüz olmuş bürc ü bârûlar;
Dökülmüş âbrûlar; habsedilmiş zinde bâzûlar;
Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar; coşmayan kanlar;
Düşünmez başlar; aldırmaz yürekler; paslı vicdanlar;
Kasap görmüş koyundan beş beter yılgın cemâ’atler;
Tezellüller, tazarru’lar, esâretler, şenâ’atler;
Örümcek bağlamış tütmez ocaklar; yanmış ormanlar;
Ekinsiz tarlalar; ot basmış evler; küflü harmanlar;
Cemâ’atsiz imamlar; kirli yüzler; secdesiz başlar;
“Gazâ” nâmıyla dindaş öldüren bîçâre dindaşlar;
Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;
Mesâîsiz sabahlar; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar!…..
Geçerken ağladım geçtim, dururken ağladım durdum;
Bütün bunlardı, zîrâ, gezdiğim âlemde meşhûdum.
Mezâristan kesilmiş rehgüzârım hüzn-i dûrâdûr…
Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr!
Zeminden yükselir feryâdı yüz binlerce âlâmın;
Ufuklar kıpkızıl bir halkadır boynunda İslâm’ın!
Göğüsler hırlayıp durmakta, zincirler daralmakta;
Bunalmış kalmış üçyüz elli milyon cansa gırtlakta!

“Robert Kolej’de milliyetten uzaklaştırılmış bir kız, verdiği bir konferansta Âkif’in “beyni sağır, gözü kör” olduğunu söylemiş.
Bunun üzerine Âkif bu şiiri yazmıştır.”

“Hayâ Öğren İlkin”

“Ne yapsam, neyle kurtarsam şu yatmış inleyen halkı?”
Deyip, ezber de olsun, gezdiğin vâki’ midir Şark’ı?
Benim beynim sağır, yâhud gözüm körmüş… Peki. Lâkin,
Senin görgün yolundaymış da keskinmiş de idrâkin,
Ne gördün, söyle evlâdım, ne duydun, lûtfen îzâh et?
Hayır, hâcet de yok îzâha, pek meydanda mâhiyyet!
O mâhiyyet fakat iğrenç, o mâhiyyet fakat çirkin!
“Niçin?” dersen, sıkılmak hiss-i insânîsi yok ilkin!
Evet, beynim sağırdır… Kâinâtım, çünkü, hep feryâd…
İşitmem başka bir ses milletim eylerken istimdâd.
Gözüm görmez, evet, zîrâ muhîtim kapkaranlıktır;
Fakat sînemde îmânım müebbed fecr-i sâdıktır.
Kör olmaz ağlayan gözler, sağırlaşmaz tutuşmuş beyn;
Yaşarmaz gözle yanmaz beyni hilkat addeder bir şeyn!
Geçilmez kahkahadan her taraf yangın içindeyken…
Yanan bir sîneden, lâkin, ne istersin? Nedir öfken?
Berâber ağlamazsın, sonra, “kör” dersin, “sağır” dersin.
Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!
Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?
Bırak tahsîli, evlâdım, sen ilkin bir hayâ öğren! (1)

Sebilü’r-Reşad, 19 Eylül 1334 (1918), Sayı: 370
______________________________________

(1) Yedinci Safahat’taki  “Şark” başlıklı şiirin ilk ve çok farklı bir şekli olan bu manzume, Safahat’ta yoktur. Farklılığı sebebiyle buraya alınmıştır. Şiirin ilk yayını Sebilürreşad’ın 19 Eylül 1334 (1918) tarihli 370. sayısındadır. Manzumenin son kısmında Âkif Bey’in kendisine hakaret eden bir gence hitap ettiği görülmektedir. Bu hâdiseyi, şiirin son kısmını “Hayâ Öğren İlkin” başlığı ile yeniden neşr eden Eşref Edib, şu şekilde anlatmaktadır (Sebilürreşad, c.14, no. 329, 9 Aralık 1961):

“Robert Kolej’de milliyetten uzaklaştırılmış bir kız, verdiği bir konferansta Âkif’in “beyni sağır, gözü kör” olduğunu söylemiş. Bunun üzerine Âkif bu şiiri yazmıştır.”