“Yetik Ozan” için…
Mehmet Ali KALKAN
Yetik Ozan 1942’de doğmuş, otuz altı yaşında, 1978’de vefat etmiş. Esas adı Turgut Günay’dır ve edebiyat doktorudur. Aynı zamanda Alparslan Türkeş’in de damadıdır.
Şiirleri ne güzeldir. Demiş ya:
Kurulu yayımdan çıktım,
Ok olur sana gelirim.
Var olmak bu ise bıktım,
Yok olur sana gelirim.
Bazı yerler “Yada düşmüştür”
Gün buluttan süzülürken,
Kar doruktan çözülürken,
Çimene çiğ dizilirken,
Mor koyun yaydığım yerler
Yada düştü.
Gün olmuş “Kilim”i anlatmış;
Her teli bir pınar olup akmada,
Her düğüm yâr gözü gibi bakmada,
Biçimler elele halay çekmede,
Sanki ortasında köy düğünü var.
Aşık Yaşar Reyhani Ağabey de söylemiş;
Gel yarim yeter bekledim,
Yılı koklaya koklaya
Gözlerime yaş ekledim
Seli koklaya koklaya.
Reyhani Ağabey şöyle anlatmış kendini;
Karanlıkta ışık sezen
Anahtarsız kilit çözen
Gözyaşıyla mektup yazan
Erzurumlu Reyhan benem.
Bazen yâr konmuş dalına;
Bir fidanım bak halime,
Uzadım dostun yoluna
Yâr geldi kondu dalıma
Usulca estim uyuttum.
Ülkü Ocakları “Aşıklar Gecesi” yapıyor, Reyhani Ağabey de var aşıklar arasında. Bir aşığımız da ilk defa böyle bir geceye çıkacak. Biraz da çok bilmiş halleri var. Sahnede diyorlar ki yeni gelen aşığa: “Hadi kurdu anlat” O da alıyor sazı eline: “kurt şöyle kötüdür, böyle kötüdür, dağlarda gezer, koyunlarımız yer, bize rahat vermez” gibi bir şeyler söylüyor, dinleyiciler de yuhalıyor tabi. Şaşırıyor. Yanındaki kulağına eğilerek: “Güzel şeyler söyle kurt iyidir, güzeldir, Ergenekon’dan çıkışta bize yol göstermiştir, her zor günümüzde yanımızda o vardır.” Yeni gelen aşık “ Desene evliyadır o ?”
Yetik Ozan aynı zamanda Aşık Firkati mahlasıyla bu geleneğe hizmet etmiş.
Konya Aşıklar Bayramı sayfasında Aşık Reyhani Ağabey ile Aşık Firkati’nin bir atışmalarını okudum da , bugün de onu yazayım dedim.
Asırlardır bu geleneğe hizmet etmiş, vefat edenlere rahmetlerle. Bu geleneği devam ettirenlere minnetle, şükranla.
Firkatî (Yetik Ozan)
Kimin kılıcıdır sivrisi iki
Zulüme uğramış yavrusu iki
Şu deli gönlümün ağrısı iki
Neyleyim dermanı bir bile değil
Reyhanî
Ali’nin kılıcı sivrisi iki
Hasan’la Hüseyin yavrusu iki
Hakikî, mecazî ağrısı iki
Tabipten ihsanı bir bile değil
Firkatî (Yetik Ozan)
Şeytanın oyunu üç der eskiler
Yiğidin düğünü üç der eskiler
Herkesin öğünü üç der eskiler
Soframın devranı bir bile değil
Reyhanî
Gusülün adeti üç der sofular
Sofranın nöbeti üç der sofular
Hayatın müddeti üç der sofular
Ölüm kabristanı bir bile değil
Firkatî (Yetik Ozan)
Korkağın kösteği dörttür bilesin
Yiğidin desteği dörttür bilesin
Gönlümün isteği dörttür bilesin
Güzele fermanı bir bile değil
Reyhanî
Abdestin farzıyla erkanı dörttür
Dünyanın köşesi dört yanı dörttür
Mü’minin mezhepte erkânı dörttür
Münkirin imanı bir bile değil
Firkatî (Yetik Ozan)
İslâm’ın şartını beş koymuş koyan
Elin kerratını beş koymuş koyan
Aşkın sıratını beş koymuş koyan
Gönlümün gümanı bir bile değil
Reyhanî
Mübarek kandilin ervâhı beştir
Beş vakit namazın mübahı beştir
Erenler şahının izahı beştir
Cahillere yani bir bile değil
Firkatî (Yetik Ozan)
Yaz ile baharın ayları altı
Her ayı bir oktur yayları altı
Şu deli gönlümün vayları altı
Neyleyim duyanı bir bile değil
Reyhanî
Amentü billâhın mânâsı altı
Süphaneke kefin hânesi altı
Besmelenin saydım esresi altı
İçinde p hani bir bile değil
Firkatî (Yetik Ozan)
İnsan başı süzek deliği yedi
Ulu gökyüzünü bölüğü yedi
Firkatî kısmetin oluğu yedi
Testine dolanı bir bile değil
Reyhanî
Şiddet-i cehennem âlemi yedi
Peygamber ordusu alemi yedi
Firkatî vazoda kalemi yedi
Aradı Reyhanî bir bile değil