BEKİR SITKI ERDOĞAN’IN ARDINDAN
Mehmet SAYIN
Onu ilk tanıdığımda 60 lı yılların başlarıydı ve biz Heybeliada’da bir apartmanda onlarla yan yana oturuyorduk.
Aslen Karaman’lı idiler.
O yıllarda gerçek komşuluklar vardı, apartman merdivenlerine birbirlerini gördükleri zaman selam bile vermeyen tipler de henüz icat edilmemişlerdi.
Hocamın ailesiyle biz sadece komşu da değildik çocukları benim ve kardeşimin sınıf arkadaşlarımızdı aynı zamanda.
Yani hep beraber büyüdük.
Hocamın oğlu Yahya benim, kızı Sahil de kız kardeşim Nur’un sınıf arkadaşıydı.
Liseye de 1965 yılında Yahya ve İffet ile Deniz lisesinde başlamıştık bana subay olmak nasip olmadı ama Yahya subay olmuştu.
Arkadaşlığımız da çok ileri dereceydi ,zaten o zamanın arkadaşlıkları “pazara kadar değil mezara kadar” arkadaşlıklardı.
İki yıl önce Yahya vefat etti.
Onun arkasından “tıpkı 1991 yılında ölen kardeşim Nur’a ağladığım gibi” ağladım, cenazesi de babası gibi Karaman’dan kalktı ama oraya gidemedim gidememek de içimde ukde kaldı.
Rahmetli Yahya benim en yakın arkadaşlarımdandı Bekir Sıtkı hocamın cenazesinde kızı Sahil bana “seni gördüğüm zaman ağabeyimi görmüş gibi oldum” dedi ben de ona seni gördüğüm zaman ben de sanki Nur’u gördüm dedim.
İkisinin de mekanı cennet olsun.
Bekir Sıtkı hocamın apartmanda yan dairede şiir söylediğini de hatırlıyorum.
Bir diğer hatırladığım da evlerindeki piyanoya benzeyen ve aslında bir org cinsi olan, adına arminyum denen müzik aletiydi.
Bir diğer hatırladığım da Orhan Gencebay’ın Heybeliada’daki askerliği sırasında hocama bağlama çalmayı öğretmesiydi “ki o zaman Orhan Gencebay henüz meşhur olmamıştı ve Ahmet Sezgin’in baş sazı olarak bilinirdi”
Aradan elli seneden fazla zaman geçti biz birbirimizden hiç kopmadık.
Bekir Sıtkı Erdoğan hocam Deniz lisesinde Edebiyat hocasıydı.
Ama kökeni Kara Harp okuluydu ve subayken de DTCF’yi bitirmişti.
Şiirleri Hisar dergisinde yayınlanırdı en önemli eserleri arasında 50. Yıl marşı,Deniz Harp okulu marşı,Kışlada bahar,binbirinci gece,binikinci geve ve tabii Marya vardı
Hocam sıradan bir öğretmen değildi engin tarih bilgisine “ve tabii yüksek bir milli bilince sahip”gerçek bir vatanseverdi.
Yani “adam gibi adamlardandı”
Tıpkı eskilerin Nur yüzlü” dedikleri gibi on derece de güler yüzlüydü.
Mekanı cennet olsun
Nur içinde yatsın.