Rahatsızlığım sebebiyle bir aydır siz değerli okurlarından ayrı düşmüştüm. Allah’a şükürler olsun ki tekrar yazabilecek güce, sağlığa kavuştum ve klavye başındayım.
Sağlıklı ve mutlu nice bayramlar yaşanması dileğiyle bütün okurlarımın geçmiş bayramını kutlarım.
Bir engel çıkmazsa 12-20 Ağustos tarihleri arasında ameliyat ile akciğerimdeki balonun çıkarılması söz konusu. İnşallah başarılı olur ve tekrar Allah’ın izin verdiği süre kadar birlikte olabiliriz.
Aslında bu operasyon hemen bayram sonu yapılacaktı. Ne var ki bu durumda ben 10 Ağustos seçiminde oy kullanamayacaktım. Bu sebeple ameliyatımın 10 Ağustos sonrasında olmasını istedim. Sağ olsun doktorum da kabul etti ve 12 Ağustos sonrasına gün aldım.
10 Ağustos seçiminde oy kullanmak milli bir görevdir ve Türk Milliyetçileri bu görevi asla ihmal edemez/etmemelidir.
Bu sebeple Türk milliyetçisi olduğunu söyleyerek sandığa gitmeyeceklerini veya Tayyip Beye oy vereceklerini beyan eden bazı arkadaşların ne kadar büyük bir yanlış içinde oldukları hususunda onları son kez uyarmayı milli bir görev saydığım için kendime gelir gelmez bu açıklamayı yapmak gereği duydum.
Türkiye Cumhuriyeti; saltanatçılar, emperyalistler ve işbirlikçileri ile her anlamda savaşıp esir milletlere misal olan parlak bir zafer kazanarak ‘Milli Devlet’ olarak kurulmuştur.
Elbette bu yeni devlet, kuruluş amacına uygun olarak ‘Ulusal Bağımsızlık ve Milli Egemenlik’ esaslarına göre de tanzim edilmiştir.
Ne var ki emperyalistler bu sonucu asla kabul etmemiş ve Türkiye Cumhuriyeti milli devletini kirli emellerine uygun hale getirmek için her yolu denemekten geri durmamışlardır.
Amaçlarını sağlamak için devletin ana damarlarına ve beynine girmek isteyen emperyalistler, bunun için gerekli yerli işbirlikçileri bulmakta da hiç zorlanmamışlardır.
Devlete yeteri kadar nüfuz ettiklerini düşünen emperyalistler, maalesef bugün cumhuriyetin ruhunu teslim almaya hazırlanmaktadırlar.
Ne yazık ki genel aymazlığımız, çıkarcılığımız, vurdumduymazlığımızdan dolayı emperyalistler bu hain emellerine her zamankinden daha fazla yaklaşmış görünmektedirler.
Uzun tarihimizde çok kez görüldüğü gibi milletimizin ufkundaki bu olası felaketten kurtuluşunu sağlamak görevi yine Türk milliyetçilerine düşmektedir.
Türk Milliyetçileri bilmelidir ki; 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ‘Türkiye Cumhuriyeti Milli Devletini, federasyon ya da konfederasyona dönüştürecek küresel projenin’ sondan bir önceki aşamasıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçimin ilk veya ikinci turunda AKP ile HDP/PKK işbirliği sonucu Recep Tayyip Erdoğan % 55-60 oy oranı ile cumhurbaşkanı seçilirse bu projenin son aşamasına geçilecektir.
Eğer Tayyip Erdoğan seçilirse; büyük ihtimalle bir genel affın ardından Öcalan ile mutabık kalınan başkanlık ya da yarı başkanlık öngören ve özerk bölgelerden oluşan federasyon anayasasının masaya konacağı muhakkaktır.
Cumhurbaşkanı seçileceğine garanti gözüyle bakan R.Tayyip Erdoğan bu sonucu aldığında şüphesiz erken veya zamanında yapılacak 2015 Genel Seçimleri ile aynı zamanda onu başkan yapacak yeni anayasasını da referanduma götürecektir.
Bu durumda Tayyip Bey Yeni Türkiye’sini davulla zurnayla inşa ederken, sandığa gitmeyerek ya da Tayyip Erdoğan’a oy vererek bu sonuca hizmet eden Türk Milliyetçileri de herhalde onun ayakları altında tövbe ediyor olacaklardır.
Elbette tarih bu sözde milliyetçileri büyük bir vebalin sahibi olarak kaydedecek ve gelecek nesiller milli cumhuriyetin dönüştürülmesine hizmet eden bu gafilleri asla affetmeyecektir.
Tarih, pişmanlık içinde zillet yaşayan pek çok milletin hikâyesini anlatır. Cenab-ı Allah’tan dileğim ve bütün çabam Türk milletinin pişmanlıklar içinde bir zillet yaşamaması içindir.
İnşallah ameliyatım başarıyla sonuçlanır da siz değerli okurlarımla tekrar buluşurum ve milletimizin onurlu geleceği için fikir alışverişinde bulunmaya devam ederim. Allah yardımcımız olsun.
Güzel günler için kalın sağlıkla…..
Gültekin Öztürk/Tarihçi-Yazar