TÜRKÇE HANGİ OZANDA NİCEDİR?
Aprınçor Tegin’de Türkçe bir ilk öpücüktür
Ahmet Yesevî’de yer altından gelen ses
Yunus Emre’de yana yakıla bir gönül
Nesimî’de ben içinden kopan bir çığlık
Nevayî’de Türkçenin en güzel gülüşü
Fuzulî’de dile gelişi gülün suyun yelin
Karacaoğlan’da akça kuğu, suna boylum
Dadaloğlu’nda bizimdir dağlar, ovalar
Aşık Veysel’de gündüz gece ince bir yol
Nedim, Yahya Kemal, Orhan Veli’de İstanbul
Ahmet Haşim’de dudak göl kamış
Bekir Çobanzade’de yanık Kırım’dır Türkçe…
Magjan’da od yürekli Türk, Çolpan’da kanlı gömlek
Abdulhak Uygur’da karanlıktan uyanıştır
Ahmed Cevad’da Karadeniz. Müşfik’te yine o bağ
Nazım Hikmet’te dörtnala koşuşturan bir at
Mehmet Akif’te Çanakkale’deki diriliştir
Necip Fazıl’da biraz yağmurdur biraz kaldırım
Tanpınar’da Bursa’daki sessizlik güvercin bakışlı
Attila İlhan da usturanın ağzındaki çılgınlık
Dağlarca’da bir uçurtma bir ses bayrağı
Behçet Necatigil’de bir kilim, solgun bir gül
Cemal Süreya’da yüzüne sürgün olunan kadın
Turgut Uyar’da hep sende duran bozuk bir saattir
Şehriyar’da kızlar el bağlayıp bakan Heydar Baba
Bahtiyar Vahapzade ile Erkin Vahidov’da Ana dilimdir…
Türkçem yalnız seni anlatmış bütün ozanlar
Ben sende ünsüz bir ses, sen koca evrensin bende…
Timur KOCAOĞLU / 29.5.2016
KAYNAK: Sevgi Sözleri / Kutlu Yayınevi / 2018 / s.174